UA-36062800-1

30 Aralık 2011 Cuma

Çubuklu Parçalıyı Yendi! Fenerbahçe Ülker:80-79:Galatasaray Medical Park

   
    
     Ataşehir'deki yeni salonuna gitmeden önce son kez Sinan Erdem' çıkan Fenerbahçe Ülker maça Jerrels, Ömer Onan, Bogdanovic, Kaya Peker, James Gist beşiyle başlarken, Galatasaray Medical Park ise Josh Shipp, Gökselin Köksal, Jamon Gordon, Darius Songaila, Furkan Aldemir beşiyle başladı.Bu sabah eli kırılan Ukiç'ten yoksun oynayan Fenerbahçe Ülker taraftarları inanılmaz bir atmosfer yaratmıştı.Pazar günü Behzat Ç dizisindeki terbiyesizliğe de tepki olarak açılan pankart dikkatleri çekti.

    
      Hava atışını kazanan Fenerbahçe maçın ilk basketini James Gistle buldu.Songalia ile cevap verdi GS. Karşılıklı gelen basketlerle dengeli bir oyun sürdü.Fenerbahçe'de Kaya etkiliydi.Açıkçası maçtan önce en güvenmediğim oyuncu Kaya idi.Gs'da ilk periyodun dikkat çeken ismi Ship'ti.Fenerbahçe ilk periyotta 5te 0 3 lük isabetiyle oynadı ve ilk periyot Preston Shumpert'ın 3'lüğüyle 21-17 GS üstünlüğü ile sona erdi.

     Gs 2. çeyreğe hızlı başladı.Curtis Jerrels'ın topu elinde fazla tutup, iyi top çeviremediği bu periyotta Gs özellikle Gökselin Köksal'ın etkili oyunuyla farkı 27-19 a taşıdı.Bu periyotta Oğuz'un devreye girdi,fakat faul ve üçlük yüzdesi çok kötü olan Fenerbahçe; Tutku Açık ve Furkan'ın da aktif rol oynadığı periyotta farkı kapatmayı başaramadı.Bu Furkan 1-2 yıl içerisinde NBA'e doğru uzanır diye düşünüyorum.Bu periyotta Gist müthiş bir blok yaptı.Bu adam seyirciyle bütünleştiği anlarda müthiş oynuyor.Fenerbahçe ilk 7 üçlüğünü sokamadığı ilk yarıda tek 3lük basketini Ömer Onan'la buldu.İlk yarı 32-36 GS Medical Park üstünlüğüyle sona erdi.

       Fenerbahçe müthiş seyircisiyle birlikte maçın 2. yarısına hızlı başladı ve Engin Atsür'ün 5 sayısıyla 37-36 öne geçmeyi başardı.

      Bu periyotta hakem Recep Ankaralı üst üste hatalı düdükler çalınca ,peşpeşe yapılan stepsleri görmeyen hakeme Fenerbahçe seyircisi tepki verdi ve periyodun bitmesine 2:48 kaldığında hakem maça ara verdi.Aradan sonra süren  3.çeyrek Galatasaray Medical Park'ın 57-63 üstünlüğüyle bitti.

     Son çeyrekte Galatasaray Shumpert ve Andric ile sayılar bulurken Fenerbahçe de maçı bırakmıyordu.Gözüm kenardaki Mrsiç'e takıldı.Keşke girebilseydi :)Son çeyreğin ilk beş dakikasını  73-66 önde geçen Galatasaray'ın hızını , sakatlık forması formunu bulmaya çalışan Marko Tomas'ın üst üste attığı iki 3'lükle kesen Fenerbahçe Engin'in de katkılarıyla son dakikaya 80-76 önde girdi.Maçın sonunda iyi top çevirmesine rağmen boş 3'lüğü sokamayan Galatasaray-Medical Park karşısında ,80-79 maçı önde bitiren Fenerbahçe ,Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın da rövanşını almış oldu.

    Maçın sonundaki bu an çok özeldi.BİZİ ÖLÜM AYIRIR!


     


  

28 Aralık 2011 Çarşamba

Gurur,Saygı Hatta Aşk.. Andres Escobar

Fotoğraf 1994 Dünya Kupası'nda ABD maçında, kendi kalesine gol attığı gerekçesiyle öldürülen; Andres Escobar'ın formasını giydiği Atletico Nacional tribünlerinden.Elinde Andres'in fotoğrafı bulunan pankartı taşıyan ve vücuduna formasını dövdürmüş adamın adı da Felipe Alvarez.

Andres Escobar-Own Goal To Cordoba-1994 World Cup


Escobar Dünya Kupası'ndan sonra döndüğü Medellin'de bir barda arkadaşlarıyla eğlenirken, 12 kurşunla vurularak öldürülmüştü. Cenazesine 120.000 kişi katılmıştı. Adamlarıyla birlikte Escobar'ı vurduğunu itiraf eden Humberto Castro Munoz; önce 43 yıl cezaya çarptırıldı, 2001 yılındaki ceza kanunu değişimiyle ceza 26 yıla indirildi, son olarak iyi halden cezası indirilerek 10 yıl yatarak serbest kaldı.

Fakat Atletico Nacional taraftarları onu asla unutmadılar.


26 Aralık 2011 Pazartesi

Carlos Valderrama-Rene Higuita-Faustino Asprilla

CARLOS VALDERRAMA
1990 Dünya Kupası'nı izlemiş olup da Valderrama'yı ayrı bir yere koymayanımız yoktur.Çocuk(El Pibe) lakaplı
Valderrama uzun Afrika stili saçlarıyla sahada kolayca ayırt edilirdi.İyi bir oyun kurucu ve harika bir pasördü.
1990-1994-1998 Dünya Kupalarında oynayan Valderrama, 3 Dünya Kupası'nda milli takım kaptanlığı yapmış ender oyunculardandır.Turnuvaya renk katan Kolombiya'nın diğer önemli oyuncuları Asprilla ve kaleci Higuita idi.




Rene Higuita ( Scorpion Kick)
Higuita efsane bir kaleciydi.Onu özel kılan en önemli şey Dünya'nın en çok gol atan 4.kalecisi olmasıdır.İlk olarak Atletico Nacional kulübünde ünlenmiştir.Kariyeri boyunca 37 si penaltıdan 7 si frikikten olmak üzere 44 gol atan Higuita'nın elleri üzerinde kalkarak ayaklarıyla yaptığı kurtarışları inanılmazdı.Bu hareketi Wembley'de oynanan İngiltere maçında yapan Higuita izleyenleri şakına çevirmişti.Akrep Kurtarışı diye anılan bu hareket,çok riskli bir hareket de olsa , herkesi coşturmuş ve mahalle maçlarında kaleyi terkedip gol atmaya giden kalecilerin Higuita diye anılmasına sebep olmuştu.1993 yılında yapılan uyuşturucu testinin pozitif çıkması nedeniyle 1994 Dünya Kupası'na katılamamıştı.Uyuşturucu testi dışında cezaevinde bulunan Pablo Escobar'ı sık sık ziyaret ettiği söylenmişti.Lakabı Manyak (El Loko)tır.Ve bu hiç de şaşırtıcı değildir.Bir dönem İspanya'da Real Valladolid forması da giyen kaleci son olarak ülkesinin 2.lig takımlarından Deportivo Renoigro'da oynamıştır.2010 yılında 43 yaşındayken ülkesinde yapılan bir jübile maçıyla yeşil sahalara veda etmiştir.



FAUSTİNO ASPRİLLA


Asprilla fuleli adımlarıyla yakalanması zor ipince bacaklı bir forvetti.Kolombiyalı olmasına rağmen en kral afrikalı topçudan daha bir zenci olan Asprilla defansı yıpratan bir oyun tarzına sahipti fakat harika bir bitiriciliği olduğu söylenemezdi.Kariyeri boyunca en dikkat çeken maçları Parma forması giyerken,1993yılında, Seri-A da 58 maçtır yenilmeyen AC Milan'a attığı golle yenilmezlik serisini sonlandırması,1994 Dünya Kupası elemelerinde,Arjantin'i 5-0 yenen Kolombiya'nın 4 golünün ondan gelmesi ve 1997 yılında Newcastle'da oynarken Barcelona'ya karşı yaptığı hat-tricktir.Diğer Kolombiyalı yıldızlar gibi, istikrarsız ve dsiplinsizdi.''Çok sert vurdu Aspriyaaa'' diye bağıran spikerler çocukluğumuzun unutulmaz anılarındandır.



23 Aralık 2011 Cuma

Mesut Özil Devrek'imizi Dünya'ya Tanıtan Bir Marka



Mesut Özil bir özel uçakla memleketi olan Zonguldak'ın Devrek ilçesine akraba ziyaretine geldi. Olan oldu..Başkanın söylediklerine bir hayli güldüm.

5 tane de ünlü Devrek bastonlarından alan Mesut'un bu bastonları kime aldığı merak konusu

22 Aralık 2011 Perşembe

Kun Agüero

İngiltere Premier Lig'de Manchester City sahasında Stoke City'i 3-0'lik skorla mağlup etti.

Etihad Stadı'nda oynanan maçta Manchester City takımına galibiyeti getiren golleri 29. ve 54. dakikalarda Sergio Agüero ile 36. dakikada Adam Johnson kaydetti. Oynadığı her maçta etkileyici bir performans sergileyen Agüero'nun Premier Lig'e harika bir başlangıç yaptığını söyleyebilirim.Hele hele bir önceki Manchester City kahramanı Tevez  düşünüldükten sonra bu Arjantinli'nin hemşehrisinden çok daha parlak bir transfer olduğu çok açık.




 Bu skorla Manchester City 1929 yılından beri ilk kez Noel'e zirvede giriyorsa en büyük pay bu adama ait..

Medical Park Antalyaspor :0-0: Fenerbahçe

    İdeal onbiriyle sahaya çıkan Fenerbahçe , oldukça defansif bir anlayışla sahaya çıkan Mehmet Özdilek'in Antalya'sını geçemeyerek,ligin ilk yarısını Manisaspor'u yenen Galatasaray'ın 2 puan gerisinde, 35 puanla ikinci sırada kapattı.Böylece ''bir an önce bitse de Fenerbahçe bir forvet alsa'' diye haftalardır beklediğimiz gün geldi ve bu süreci puan anlamında minimum kayıpa atlattık.

    İlk yarı sakatlanan Alex'in yerine oyuna giren Bienvenu ile iki adet yüzde yüz pozisyona giren Fenerbahçe , Bienvenu'nun bu pozisyonlardaki beceriksizliği sonucu mutlak galibiyeti kaçırdı.Bu pozisyonların birinde Semih'e verse yüzde yüz gol olacaktı, diğerinde ise kabus gibi bir vuruş yaptı.

   Fenerbahçe'de son haftaların formda ismi Stoch çok etkisizdi,Serdar iyice parlamaya başladı.Stoper aramaya gerek yok diye düşünüyorum.Yobo ve Emre başta olmak üzere iyi oynadı Fenerbahçe.Gol yollarına kadar topu iyi taşıdı.Fakat 3. bölgede yine çok etkili olamadı.Bunda ''Tecrübeli Futbolcular Cemiyeti'' niteliğindeki Antalyaspor'un iyi alan paylaşımı da etkili oldu.

   Artık transfer döneminde bu takıma , yükü kaldırabilecek bir golcü alınacak.Ligin ikinci yarısında zirveyi kovalamaya devam edilecek.Daha önce de söylediğim gibi Dia da satılıp yerine bir sağ kanat oyuncusu alınabilir.

20 Aralık 2011 Salı

Woodkid-Iron


Luis Suarez'in Cezası Belli Oldu..

 Liverpool forveti Luis Surez'in son Manchester maçında sık sık Patrice Evra'nın yanına gelerek ırkçı sözler söylediği iddia ediliyordu.FA(ingiltere futbol federasyonu)Luis Suarez'e 8 maç oynamama cezası ve £40,000 para cezası verdi.

Fenerbahçe-Trabzonspor


     Maç  öncesi  17.30 da Migros Tribünündeki yerimizi almak üzere stada doğru yürüdük.Geldiğimizde kapıların hala açılmadığını,binlerce kişinin sıra beklediğini;sıranın eski Salı Pazarı’nın çıkışına kadar uzadığını gördük ve çaresiz sıranın sonuna doğru ilerledik.Sırada sohbet ettiğimiz insanlarda galibiyete eminlerdi ve haftalardır Trabzonspor cephesinden gelen Fenerbahçe’ye sataşan açıklamalara karşı öfke görülmekteydi.Yine de herkes birbirini ‘’Aman Beyler sahaya bir şey atmayalım’’ vb şekilde uyarıyordu.
     Sırada bekleme süresi uzadıkça yorulmaya başladık.Arada ‘’ 5 TL verin sırada beklemeyin önden girin’’  gibi şeyler söyleyen tipler gelip gidiyordu,tek tük sıradan çıkanlar da oldu.Bu işlerin önü nedense kesilmez.
      1 saat kadar bekledikten sonra stad girişini görebildiğimiz yere kadar ilerleyebildik ve demir parmaklıkların üzerinden atlayanları gördük.Muhtemelen az önceki tiplere 5 TL ödeyenler bunlardı.Güvenlik görevlileri nerededir ne iş yaparlar diye birbirimize sorduk,tepki gösterdiysek de 1 saattir beklediğimiz sıramızı tamamen terk etmeyi göze alamadık.Sonunda stadın iç kısmına doğru uzadık.Bu kez merdivenleri aştıktan sonra binlerce kişi tıkış tıkış kaldık.Yağmur yağıyordu tepemizden,Fenerbahçe’ye canımız feda eyvallah da ,sıra ilerlemedikçe gerildik,bu saçmalığın binlerce kişinin sadece tek bir yerden sokulmasından kaynaklandığını gördüğümüzde daha da fazla öfkelendik.O itiş kakışta yağmur altında yüzlerce çocuk,kadın vs de vardı.Şu giriş kapıları maçlardan önce kontrol edilmeli,arızalıymış yaa bak sen şu işe!Maça birkaç dakika geç girdik..!Rakip olmayınca normalde deplasman taraftarının alındığı tribüne yerleştik.
     
    Okul açık tribününde hazırlanan koreografi çok güzel ve ciddi emek isteyen bir işti.Vamos Bien,Grup Ck ve Unifeb'e buradan ellerinize sağlık demek isterim.Bkz. aşağıda.

    Biraz da maça değinirsek Trabzonspor,Şenol Güneş;'in dediğinin aksine hücumu düşünmeyendi.Sahaya sürdüğü onbirde sol bek gibi oynayan Halil Altıntop,orta sahada Colman ve tek gol planı olan Burak'tan başka hücum edebilecek kimse yoktu.
    

   Fenerbahçe'de sol açıkta son haftalarının formda ismi Stoch vardı.Stoperde de Serdar Kesimal.. Serdar'ın topu oyuna sokuşunun diğer savunmacıların hepsinden daha iyi olduğu görüldü,genel olarak pozisyon alışları da iyiydi.Yobo ile de uyumlu göründü.Sakatlanmadığı sürece o formanın ilk seçeneği olduğunu gösterecek bir performans sergiledi.Burak karşısında etkiliydi.Burak Yılmaz iki defans arasına toplar istedi her zamanki gibi ama pek başarılı olamadılar.Bulduğu bir iki poziyonda da bencillik etti.İyi vuruşlar çıkaramadı.Sol tarafta Halil ,eski temposuna kavulmuş gibi görünen Gökhan Gönül'ün bindirmeleri karşısında solbek gibi oynamak zorunda kaldı.Trabzonspor'un topu ayağında tutmak gibi bir derdi yoktu.Her zamanki gibi kendi sahalarında kalıp defans arkasına Burak'ı kaçırmak tek gol planlarıydı.Bu kaptıkları anlarda da Fenerbahçe'nin ön liberoları ve savunma ikilisi açık vermediler.

   Trabzonspor savunması duran toplarda pozisyon hatası yapan bir takım.Hatta Giray'ın ilk Hırvatistan maçında arka direkte vurdurduğu kafa da kalemize gol olmuştu hatırlarsınız.İşte böyle bir kornerde Halil takip ettiği M.Topuz'u kaçırdı.Oda kafayla vurdu gol oldu.İlk yarı bu şekilde sona erdi.(1-0)




İkinci yarı 54. dakikada Gökhan Gönül'ün ayağına doğru kayan genç Aykut ikinci sarı karttan kırmızıyı gördü.G.Gönül Aykut'un kendisine darbesi olmadığını söylediyse de hakem ''dokunmasa da o girişe sarı kart verdim'' diyerek kararından dönmedi.







Trabzonspor 65. dakikada oyuna Colman'ın yerine Adrian'ı aldı.Bu dakikalarda Trabzonspor rakip kaleye de gelmeye başladıysa da golü bulamadı.
Fenerbahçe 65. dakikada maç kondüsyonu eksik Mehmet Topuz'u çıkararak,eksik kalan rakibin arkasına kaçırmayı umduğu Dia'yı oyuna aldı.Dia bir iki pozisyonda sarktıysa da etkili olamadı.Fenerbahçe Alex'le başta olmak üzere 3-4 yüzde yüzlük pozisyonu harcadı.Kalan dakikalarda Fenerbahçe'de hala fiziki gücü eski haline dönmemiş olan Semih çıktı ,oyunu sakinleştirmek adına Cristian girdi.Ve sonra da Emre'nin yerine Caner oyuna alındı.Trabzonspor da sağ açık için fazlaca defansif bir oyuncu olan Serkan Balcı'nın yerine Henriqu'yi sokararak etkili olmak istedi.Maçta başka gol olmadı.Dia satılsa hiç fena olmaz.

     Maç sonunda keyifle söyledik ''Hayde Gidelum Hayde''!!





18 Aralık 2011 Pazar

Fenerbahçe-Trabzonspor (Maça Doğru)

     Geçen seneden itibaren sürekli karşı karşıya geldiğimiz ve getirildiğimiz ''Günahsız''! lar Kadıköy'e geliyor. Bugün kimsenin alın terine bok atmanın bu kadar kolay olamayacağını göstermek için en önemli gün. Bu pankartı açanlara,asıl şampiyon biziz diyenlere,senin yerine Şampiyonlar Ligi'nde oynayıp, Elmander'in cezası indirilip Fenerbahçe maçına yetiştirildiğinde ağzını açmayıp, kendi futbolcusu ceza aldığında bile durup dururken bunu Fenerbahçe'yi bulaştırarak eleştirenlere, sahada bileğini bükemeyip her maç öncesi zehir zemberek açıklamalar yapanlara,  sözde asil ''Güneşlere'', sahada gerçekleri suratına tokat gibi çarparak göstermenin günü!

    Maç içerisinde de ortalığı gereceklerdir. Bütün bu koşullarda bile herkes daha duyarlı olmalı. Sahaya birşey atmayalım ki daha geçen hafta kendi kalecilerini yaralayanlarla bir olmayalım.

    Biz tribünde, emeği çalınmaya çalışılan futbolcular sahada bir olup, üzerlerine kabus gibi çökelim. 3 olsun 5 olsun 7 olsun.

MUHTEMEL 11
Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Yobo, Ziegler, Mehmet Topuz (Özer Hurmacı), Selçuk Şahin, Emre Belözoğlu, Stoch, Alex, Semih 

17 Aralık 2011 Cumartesi

Haftasonu Bahis


Lake of Tears-To Blossom Blue..


Torres'i Yeniden Parlatacak!

Geçen sezon Premier Lig rekoru olan 50 milyon sterlinlik bir ücretle,Liverpool'dan Chelsea'ye transfer olan El Nino lakaplı Torres;bugüne kadar sadece 5 gol atabilmişti.Hiç birimiz bunu çözemedik,o da atamadıkça daha da kötü oynamaya başladı.Onu görünce  bir çeşit ''Hakan Şükür sendromu yaşadığını'' söylemek mümkün.Çünkü Hakan Şükür'ün de böyle zamanları olurdu ve atamadıkça kendine güvenini yitirir,stresle çok kolay golleri bile kaçırmaya devam ederdi.Böyle durumlarda basın da bastırdığından bu tip topçular kendilerini daha fazla baskı altında hissederler ve ihtiyaç duydukları şey kendilerine güvenlerini sağlayacak bir şeydir.Bu bir maçta birden fazla gol atmaları olabilir,kendisine güvenildiğini görmek olabilir,bazen de kötü oynasa bile onun neler yapabileceğini hatırlatıp,oyundan almayan bir antrenör olabilir.Haa diyeceksiniz ki 50 milyon sterlinlik adam tribe girmesin bir zahmet!Şüphesiz haklısınız ama Torres'in kendine geldiğinde yapabileceklerini düşündüğümde,daha önce yaptıklarını anımsadığımda,ısrara değer diyorum.

Haftalardır Torres'in devre arasında satılacağını iddia eden gazeteler var.Villas Boas bu konuda bir basın toplantısı düzenleyerek iddiaların tamamen asılsız olduğunu belirtti.

''Torres'i alacak maddi gücü olan takım yok.Ona karşı sabırlı davranmalıyız,o gol için yaşayan biri,onu zorlamaya devam ederek yeniden onu dünyanın en iyi forvetlerinden biri yapacağım.Herkes sabırlı olsun dedi.

Benim ona inancım var..


16 Aralık 2011 Cuma

Beşiktaş ve Trabzon'un rakipleri belli oldu

Trabzonspor Hollanda'nın PsV takımıyla eşleşti.Turu geçerse Stoke City-Valencia eşleşmesinin galibi ile oynayacak.Trabzonspor elenir diye düşünüyorum.

Beşiktaş Portekizli Braga ile eşleşti.Braga Uefa'da geçen sezonun finalistiydi.Beşiktaş turu geçerse Lazio-Atletico Madrid eşleşmesinin galibi ile oynayacak.Bence bizim portekizliler,portekizlilerin portekizlilerini yener.

Porto-Manchester City: Manchester City bence şanssız bir şekilde elenmişti.Porto'dan daha iyi olduklarını düşünüyorum.


Ajax-Man Untd:Manchester'ın daha önce tur atlayamadığını hiç hatırlamıyorum.Bu duruma düştükten sonra en azından Uefa'da tur atlarlar bence.

Lokomotiv Moskova-Atletic Bilbao:Basklar iyidir iyi.

Salzburg-Metalist: Her şey olabilir.

Stoke-Valencia:Valencia tur atlar. Soldado fena

Rubin Kazan-Olympiakos:Yunanlılar turu geçer bence.

AZ Alkmaar-Anderlecht:Anderlecht yıllardır çok sönük bir takım.Alkmaar'ın tur atlayacağını düşünüyorum.

Lazio-Atletico Madrid:Atletico Madrid sıkıntılar yaşıyorlar, hocasını kovmak üzere..Bence Lazio tur atlar.

Steaua-Twente:Cadı kazanı.

Plzen-Schalke:Raul kazanır.


Wisla-Standart Liege:Standart Liege kötünün iyisi.


Udinese-Paok:Udinese ligde harika gidiyor,Uefa maçlarını şampiyonluk için yarışırken umursarlar mı bilmiyorum.Bu ihtimalle bile Paok'u geçerler bence.


Hannover-Brugge:Ortada bir eşleşme.


Legia-Sporting Lisbon:Sporting turlar.

Şampiyonlar Ligi Son 16 Kuraları Çekildi

 Fenerbahçe olsaydı diye hayıflanmaktan bir hal olsam da kuralar çekildi.Keşke biraz daha güçlü takımlar birbiriyle eşleşseydi dedim.Barcelona,Real Madrid ve Lyon ve Bayern hiç zorlanmaz gibi görünüyor.
Tahminlerim

Lyon-Apoel: Şaibeli bir şekilde tur atlayan Lyon tur atlar.
Napoli-Chealsea: En fazla çekişmeli geçmeye aday eşleşme
Milan-Arsenal:Bir diğer heyecan verici eşleşme de bu
Basel:Bayern:Bayern rahat geçer.
Leverkusen-Barcelona:Barca içeride de dışarıda kazanır.
Cska Moskova-Real Madrid: Real zorlanmaz.
Zenit-Benfica:Ortada ama ben Benfica'yı tur atlamaya daha yakın görüyorum.
Marsilya-İnter: İnter top falan oynamıyor.5-6 tane iyi oyuncu almazlarsa ben Marsiya'yı tur atlamaya daha yakın görüyorum.

15 Aralık 2011 Perşembe

Fenerbahçe Ülker:70-80:Gescrap Bizkaia Bilbao



Maçın ilk kısmında onlar ısrarla topu içeri indirdiler .Biz dışarıdan şutlar kullandık.Bu başarılı pota altı hücumlarıyla oyunu önde götürdüler .Yani dış şut atmaktan daha oranlı bir şekilde sayı bulunabilen yol ol an pota altı hücumlarına karşı bu pota altı savunması yetersizdi.Maçı mutlaka kazanmak zorunda olduğundan olsa gerek Bilbao maça çok iyi konsantre olmuştu.Ama kazanamamamız durumunda bizim için de gruptan çıkmak puanların yakın olduğu bu grupta riske girecek olmasına rağmen biz uyur gibi başladık.İlk periyodu (15-24) geride kapattık.


2.periyotta uzun zamandan beri sakat olan Marko Tomas oyuna girdi.Atabileceği basketleri atamadı,henüz hazır değil..Sefolosha performansı beklemek için henüz erken.İç oyuncularımız özellikle Oğuz Savaş bolca faul yaptılar.Gist de atletik yapısıyla bloklar ve smaçlar yaparak oyunda tuttu.Biraz konstrasyon sorunu görünüyordu.Topu içeriye indiremedik pek ama yine de ilk periyottan daha iyiydi.İki oyun kurucuyla oynadığız bölümlerde daha iyi top çeviriyoruz.Ne Ukiç geçen sezonki Ukiç,ne de Jerrels çok iyi bir pasör.Neyseki sezonun başına göre daha iyi durumdalar.Preldzic’le ve Jerrels ile içeriyi zorlayarak birkaç sayı bulduk.Bilbao (33-41)  öndeyken saçmasapan bir top kaptırıp 3 lük yedik ve ilk yarıyı 11 sayı farkla    (33-44) geride bitirdik.Kaya performansıyla değil de rakip oyuncuları ve dolayısıyla maçı gerecek bir iki atışmaya girdi rakiple.Belki de bu tip şeyler maçta kalmamızı sağlar diye umut ettim.Seyirci iyi,ama basketbol seyicisi de oluşmuş.Bu da dikkatimi çekti.Maçı ayağa bile kalkmadan güzel güzel izliyorlar.Sanırım son birkaç yıldır Fenerbahçe’nin basketbolda başarılı olması,eurolig ortamı,güzel maçlar bildiğin bir Basketbol Seyircisi durumu da oluşturmuş.’’Ayağa kalkmayan Fenerli olsun’’ sesleri duyuldu bir ara.Konu basketbol olunca haklılar da salonlarda statlara göre çok daha fazla oyunun içerisindedir seyirci.Ne kadar seyirci reaksiyon gösterirse o kadar fazla baskı olur rakiplerin üzerinde..


3. periyoda da kötü savunmayla başladık.Fark bir anda 20 sayıya kadar ulaştı ve biz bu ana kadar sadece 1 sayı bulduk.(34-54)
 Bilbao'da Jackson’ın hazırladığı toplarla Fisher sayılar buldu.İlk basketimizi topu iyi takip eden Preldzicle bulduk.Peşinden yine Preldzic bir üçlük attı.(39-54) Bu dakikalarda Preldzic 4 numara gibi oynadı ve yüksek postta etkiliydi.Yaptığımız blog sonrası Preldzic bir de turnike attı ve üst üste attığı bu yedi sayı seyirciyi tekrar havaya soktu.Takımı da oyunda tuttu.Rakip mola almak zorunda kaldı.Mola sonrası ilk hücumlarını iyi savunduk ve 3 sn hatası yaptılar.Sonrasında Ukiç top kaybı yaptı ve biz hızlı hücumu Jerrelsla kestik,ama hücumun devamında sayıyı buldular.Moladan sonra ilk basketimizi yine Preldzic'in içeriye girmesiyle kazandığımız serbest atışların birini sokmasıyla bulduk.Peşinden bir de blog yaptı.Tam oyuna ortak olacakken yine top kaybı yaptık.Faulden iki sayı buldular.(42-58)Topu hala içeri sokamıyorduk.Jerrels potaya gitti ve sayıyı bulduk.Rakibin faul hakkı da doldu.3 faullü alan savunmasına karşı etkili olabilecek Oğuzdan faydalanamadık bu periyotta.Bogdanovic ara sıra oyuna giriyor birer ikişer sayı da buluyordu.3. periyotta Tomas da savunmada etkiliydi.Fedakar oynuyor,toplara atlıyor.Ama henüz Sefolosha'nın yerini doldurmaktan çok uzak göründü.Ömer uzun süre dışarıda kaldı.Belki savunma sertliğini bir seviye daha artırmak için kullanılabilirdi.Dışarıdan attığımız şutlarda başarılı olamadık.Bu periyotta bir de savunma altında ve çok uzaklardan mucizevi bir üçlük de attılar.Fark yine 19 sayı oldu.Emir’in yanına hücumda etkili bir ikinci oyuncu bulmakta zorluk çektik. Ve 3. Periyotu da 17 sayı geride bitirdik


Son periyotta Emir de biraz yorulmuştu.İlk bir buçuk dakikada sayı bulmakta zorlandık.(50-71)Rakip de gayet iyi savunma yaptı.Bu maçı çevirmek imkansız görünüyordu.Emir’le bulduğumuz 2 liğe ,3 lükle cevap verdiler.Oğuz tekrar oyuna döndü.Bogdanoviç’le bir 3 lük Oğuzla da içerden bir 2 lik bulduk.Dört kısayla oynadığımız bu dakikalarda Üst üste hücum ribauntları aldılar ve bu da zamanı eritmelerine katkı sağlıyordu.Jerrels’ın turnikesi ile 15 sayıya indirdik.(59-74) Emir güzel bir Yugoslav faulü yaptı.
Son beş dakikada Bilbao hala ciddiyetini koruyordu,gayret ettiysek de savunmada dirençlerini bir türlü kıramamıştık.İçerden hala hücum edemiyorduk.Jerrels iyi penetre ediyor ama 2 penetrasyonunu faulle durdurdular.Bir süre iki tarafta iyi savunma yapınca; ne onlar ne biz sayı bulamadık.Sonrasında Ukiç’in 3 lüğü ile 3 dakika kala farkı 12 ye indirdik.(62-74)
Karşılıklı birer basket bulduk.(64-76).Kalan sürede farkı eritemedik,maçın genelinde ribauntlarda bu ezildiğimiz bir maçı kazanmak zordu zaten.Kalan dakikalarda da bir şey değişmedi ve maçı 10 sayı farkla kazandılar.(70-80)Şimdi Cantu’yu deplasmanda yenmek gerekecek .                                        

FENERBAHÇE ÜLKER (70): Roko Ukic 11 (2 ribaund- 2 asist), Curtis Jerrells 9 (1 ribaund- 4 asist), Ömer Onan 6 (1 ribaund), Gasper Vidmar (2 ribaund), Kaya Peker (1 ribaund- 1 asist), James Gist 11 (5 ribaund), Oğuz Savaş 2 (1 ribaund), Marko Tomas 1(1 ribaund), Bojan Bogdanovic 11 (1 ribaund- 1 asist), Emir Preldzic 19 (7 ribaund- 1asist)

BIZKAIA BILBAO BASKET (80): Josh Fisher 2 (1 ribaund), Aaron Jackson 11 (2 ribaund- 6 asist), Dimitros Mavroeidis 3 (1 ribaund), Marko Banic 10 (4 ribaund), Alex Mumbru 9(6 ribaund- 3 asist), Axel Hervelle 4 (2 ribaund- 1 asist), D’Or Ficsher 16 (10 ribaund- 1 asist), Kostas Vasiliadis 3, Roger Grimau 13 (4 ribaund- 2 asist), Janis Blums 9 (1 ribaund- 1 asist)

Bugün Günlerden Marc Bosman!


Marc Bosman Hikayesinin Gelişimi
Futbol dünyasını altüst eden “Bosman Kuralları”nın ilk kıvılcımı, 26 yaşındaki Belçikalı futbolcu Jean Marc Bosman’ın 1990 yılında FC Liege Kulübü ile sözleşmesinin sona ermesiyle ortaya çıktı.
       Kulübünün yeni sözleşme için aylık 750 Euro teklif ettiği Bosman, bunu kabul etmedi ve Fransa’nın Dunkerque Kulübü ile anlaştı. Ancak FC Liege, Bosman için 400 bin euro bonservis bedeli istedi. Bu ücreti ödeyemeyeceğini bildiren Fransız Kulübü, Bosman’ı 1 yıl kiralamak için FC Liege ile prensip anlaşmasına vardı. Bosman 30 Temmuz tarihinde Fransızlara aylık 2 bin 250 euro karşılığında imza attı. Aynı gün Dunkerque Kulübü, sözleşmeyi Belçika kulübüne yolladı. Fakat FC Liege sözleşmeyi işleme koymadı ve Bosman’ı kulübü tarafından yapılan teklifi reddettiği için kadro dışı bıraktı. Böylece aylık 750 euro’luk ödemeden de kurtulmuş oldu.
       Hiçbir geliri olmayan Bosman, yönetmelikler gereği hiçbir kulüpte de oynayamıyordu. İçinde bulunduğu zor durumdan çıkmak için, hakkını hukuki yollardan aramakta bulan Bosman, bir Avrupa Topluluğu vatandaşı olduğu için serbest dolaşım hakkının bulunduğunu ve çalıştığı kurumla olan sözleşmesinin bittiğini gerekçe göstererek, Belçika 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kulübü, Belçika Futbol Federasyonu ve UEFA’ya karşı dava açtı.
       Yerel mahkeme Bosman’ın lehine karar verirken, hakim davayı Avrupa Adalet Divanı’na havale etti. Belçikalı hakim ayrıca dava kapsamına liglerde uygulanan yabancı sınırlamasının Avrupa Topluluğu çalışma yasalarına aykırı olduğu yönündeki görüşünü de kattı.
       Avrupa Adalet Divanı, 5 yıl süren dava sonunda, 15 Aralık 1995’te futboldaki Bosman Kuralları’nın dayanağı olan kararını açıkladı. Buna göre;

1) öncelikle, futbolun bir ekonomik sektör olarak kabul edilmesi gerektiğini; futbol dahil tüm profesyonel spor dallarının, birer ekonomik alan ve aktivite olarak görülmesi gerektiğini;
2) avrupa topluluğu vatandaşı futbolcuların, kontratlarının bitiminin ardından bonservis gibi kısıtlamalarla transferlerinin engellenmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını;
3) ab vatandaşı futbolcuların milliyetlerine dayalı herhangi bir kısıtlamanın (en fazla 5 yabancı oyuncu oynatma kuralı) milli takımlar dışında, yapılmasının yasadışı olduğunu;
4) bu konuda kulüpler tarafından yapılacak rekabeti engelleyici centilmenlik anlaşmaların avrupa komisyonu tarafından en ağır şekilde cezalandırılacağını;
5) bu kararların, bundan sonraki gelişmelere de kaynak olacağını, gerekçeli kararında hükme bağlamıştır.


Bosman böylece futbolcuların kölelik sisteminden kurtuluşunun da önü açılmış oldu.Artık sözleşmesi biten oyuncular istedikleri yere transfer olabilme hakkına sahipler.Ab ülkelerinde ab futbolcuları yabancı sınırlaması dışına alındı.Sendikal haklar kazanımında da Bosman olayının etkileri oldu..Fransa ve İspanya dışında sendika yokken Bosman sayesinde sendikalar kuruldu ve futbolcular mali anlamda çok rahatladılar. Kurallar basketbol başta olmak üzere başka sporlara da sıçradı.Bu kural çıktığında büyük kulüplerin bu işten çok kazançlı çıkacağını,artık oyuncu yetiştirmekle kimsenin uğraşmayacağını hatta futbolun bittiğini falan iddia edenler oldu ama öyle olmadığını görüyoruz.Evet büyük kulüpler iyi oyuncuları sözleşmeleri bittiğinde bonservis bedelsiz alma hakkını kazandılar ama küçük kulüpler de aynı şekilde transferler yaptılar.Tüm futbolcular özellikle de yıldız oyuncular Bosman sayesinde büyük paralar kazanırken bu işten Bosman hiç bir şey kazanamadı.Davayı açtığında 26 yaşındaydı ve mahkeme 31 yaşına geldiğinde bittiği zaman kazandığı 700.000 Euro'nun neredeyse tamamını mahkeme masrafları için harcamak zorunda kalmıştı.Büyük futbolcular onun için birşeyler yapabilirdi.Sadece De Boer kardeşlerin içerisinde yer aldığı düşük gelirli bir gösteri maçı yapıldı.Karardan sonra Belçika’da futbolcular işsizlik tazminatı hakkı elde ettiler.Ama Bosman bu hakkı elde edemedi.Belçika vergi dairesi onu profesyonel bir futbolcu gibi vergilendirmeye kalktı ama o artık profesyonel bir futbolcu değildi.Bu nedenle işsizlik sigortası ya da sosyal sigorta hakkı bile elde edemedi.Karardan sonra kendisine vebalı gibi davranıldı,hiçbir kulüp kendisine antrenörlük ya da başka bir görev vermedi.



Türkiye'de de  Okan'la Emre'nin bedelsiz olarak İnter'e transferiyle bilinirliğini artıran kurallarda bir ilginç olay da Deniz Barış Gençlerbirliği'nden Fenerbahçe'ye geçerken yaşanmıştı.Deniz Barış sözleşmesi bitip Fenerbahçe ile sözleşme imzaladıktan sonra İlhan Cavcav kendilerinin oyuncuyla bir ön sözleşme yaptığını belirterek federasyona başvurmuştu.Ve federasyon Fenerbahçe'nin futbolcu için Gençlerbirliği'ne 1.000.000
euro tazminat ödemesine karar vermişti.Böylece TFF kendisine kaynağı olmayan bir yetki yaratmıştı.Nitekim
tahkim kurulu eski bir avukat olan Fenerbahçe Avukatı Haluk Burcuoğlu'nun Yargıtay'a başvurması üzerine Yargıtay Fenerbahçe lehine karar alıp,kararı geçersiz kılmıştı.


Yine Aralık ayına girdiğimize göre FIFA'nın ''Sözleşmesi sona erecek oyuncularla 6 ay önceden sözleşme imzalanabilir.'' ilkesi gereği Bosman Mevsimi'ndeyiz.Günümüzde transfer politikasının neredeyse tamamını Bosman Kuralları çerçevesinde oluşturan kulüpler var.Bayern Münih ve Juventus ilk akla gelenler.Avrupa'da da pek çok oyuncuyla şimdiden anlaşılabilir.İsterseniz sözleşmeleri bitecek önemli oyunculara bir göz atalım..

Oyuncu Takımı Yaşı Değeri
Andrey Arshavin Arsenal 30 €24M
Dimitar Berbatov Manchester United 30 €24M
Jefferson Farfán Schalke 26 €18M
Gary Cahill Bolton Wanderers 25 €13M
Éric Abidal Barcelona 32 €13M
José Bosingwa Chelsea 29 €11M
Didier Drogba Chelsea 33 €10M
René Adler Bayer Leverkusen 26 €10M
Nicolas Anelka Chelsea 32 €10M
Sulley Muntari Inter 27 €9M
Mathieu Flamini Milan 27 €9M
Mladen Petric Hamburg 30 €8.5M
Tranquillo Barnetta Bayer Leverkusen 25 €8M
Cristian Chivu Inter 30 €6M
Claudio Pizarro Werder Bremen 33 €6M

14 Aralık 2011 Çarşamba

Alınası(Torric Jebrin)

        Gana U-20 milli takımında oynayan Torric Jebrin, geçen yıl  Fenerbahçe'nin Bucaspor'la oynadığı ,5-3 kazanıp uzun süre ecel terleri döktüğü  maçta dikkatimi çekmişti.Sonrasında da takip etmeye devam ettim.Arkadaşlarıma Bucaspor küme düştüğünde  Bank Asya'da oynamasına şaşırdığımı nasıl süper ligden bir takımın onu transfer etmediğini anlamadığımı söylemiştim.

    Bank Asya 1. Lig takımlarından Bucaspor'la olan sözleşmesini bir süre önce fesheden Ganalı oyuncu Torric Jebrin, 5 ay maaş alamadığı için sıkıntı içine girdiğini,ayrılmaya mecbur kaldığını ve öncelikli tercihinin Spor Toto Süper Lig'de oynamak olduğunu bildirdi. 

 

 


     Jebrin, yaptığı açıklamada, İtalyan ekipleri İnter ve Udinese'den teklifler geldiğini, ancak görüşmelerin henüz tam anlamıyla ciddiyet kazanmadığını söyledi. 

    
Yaklaşık bir yıldır Türkiye'de olduğunu ifade eden Jebrin, ''İlk kez Gana dışında bu kadar uzun süre kaldım ve buraya gerçek anlamda bağlandım. Öncelikle tercihim, Spor Toto Süper Lig takımında bir süre görev almak ve çıkışıma devam etmek. Bucaspor'da ayrıldıktan sonra Spor Toto Süper Lig'den üç ekiple masaya oturdum ve görüşmelerim devam ediyor. Kararımı en kısa sürede vereceğim'' dedi. 

    1992 doğumlu Jebrin futbola Hearts of Oak'ta başlamış.Başladığı gibi de gözlemcilerin radarına takılmış. Sırasıyla Arsenal ve Atletico Madrid ile deneme antremanlarına çıkmış. Hatta Arsenal'in kendisiyle sözleşme imzalayacağı dedikoduları yayılmış. Sonra ne olduysa vazgeçilmiş. Kısa bir dönem Real Madrid'in ağına takılsa da transferi bitiren kulüp İngiliz Porsmouth olmuş.

    Jebrin'in şanssızlığı Porsmouth'un yaşadığı ekonomik kriz olmuş. Bonservis problemleri yaşanınca Hearts of Oak'a geri dönmüş,orada oynamaya devam ettikten sonra geçen sezonun başında Bucaspor'a denenmek için getirilmiş ve ilk antrenman maçında A-2 takımıyla ,Bucaspor A takımına karşı 2 asist yapınca kendisiyle sözleşme yapılmıştı.


23 Kasım tarihli Fanatik gazetesinde futbolcuyla Galatasaray'ın ilgilendiği haberi yer almıştı.Gerçekten yatırım  yapılacakbir oyuncu Bienvenu'den çok daha yetenekli olduğunu düşündüğüm solak orta sahada ve forvette oynayabiliyor.

Uefa:Küme Düşürme Kararları Bizi İlgilendirmez!


Türkiye'de şike suçundan küme düşmenin kaldırılma konusu tartışılırken, DHA'dan Zafer Atemer'in haberine göre, bir UEFA yetkilisi, TFF'nin kendi içinde alacağı bu kararın UEFA'yı ilgilendirmediğini ifade etti.

Açıklama şu şekilde;

"TFF'nin kendi içinde alacağı kararlar UEFA'yı ilgilendirmez. Ancak UEFA'yı ilgilendiren konuların başında, UEFA'nın terpit ettiği müsabakalar vardır. Örneğin, Avrupa kupalarında yapılan şike kokan maçlar ya da oyuncuların dopingli çıkması. Bizi bunlar ilgilendiriyor. TFF'nin aldığı konular onları ilgilendirir. Küme düşürülüp düşürülmeyeceği de Federasyon'un kararıdır".

Bu bilgi, "şike yapan takım küme düşürülmezse, UEFA'dan Türkiye'ye ceza gelir" söylentisi de geçersizlik kazanmış oldu.

Enzo Zidane


Top sürerken ayağını basışı bile andırıyor.Genetik bilimine olan hayranlığım aşağıdaki videoyu izledikten sonra oldukça arttı.Evet Enzo Zidane,efsane Zinedine Zidane'ın oğlu.2004'ten beri babasının uzun yıllar oynadığı ve şu sıralarda danışman olarak çalıştığı Real Madrid'in Gençlik Akademilerinde başlayan serüveni,şu sıralar Real Madrid'in C takımında sürmekte..

Adını eski ünlü Uruguaylı futbolcu Enzo Francescoli'den alan Enzo,2009 yılında İspanya U-15 milli takımının formasını giydi.Ama hala Cezayir,Fransa ya da İspanya'dan yana kullanabilir.Kardeşleri de kendisi gibi Real alt yapısında futbol oynayan Enzo'yu Mourinho geçtiğimiz günlerde A takımla birlikte bir antremana çıkardı.

Gazetelerin sorusu üzerine Milli Takım seçiminde düşünmek için erken olduğunu söyleyen baba Zidane ''İspanya davet ederse güzel olur,Fransa da davet ederse güzel olur.Bir davet geldiğinde düşüneceğiz.Enzo şuanda sadece Real Madrid için oynamanın mutluluğunu yaşıyor.'' dedi.Bir gün Real'de 10 numarayı sırtına giymiş Zidane'ı görürseniz hiç şaşırmayın.Çünkü ben pek çok şeyi babası gibi yapabildiğini gördüm.Umarım gelişimini sürdürür ve babası gibi Fransa ve Real Madrid formasıyla onu uzun yıllar izleriz.Zira yeni bir Zidane fikri bile çok güzel.Bakın  1998 doğumlu Zidane'ın yaptıklarına..

13 Aralık 2011 Salı

Henry-Arsenal Ne güzeldi o günler

Geçtiğimiz günlerde Henry'nin heykeli yapıldı Emirates Stadı'nın girişine.Hatta Beckham'ın avrupaya dönüşü de gündemdeyken Henry de Arsenal'e dönsün diyenler oldu.Elbette ki bu pek mümkün görünmüyor.14 dakikalık bu videoda Henry'nin Arsenal adına attığı 226 gol gösteriliyor.Gerçekten harikaydı o günler..Yılan gibi kayardı Henry o zamanlar


Sir Alex Ferguson ve Futbolcularıyla Yıllar Sonra

İlk fotoğraf 1992'den .Ferguson, Giggs,Beckham,Neville kardeşler Scholes ile yıllar sonra neler yaptığını bildiğimiz Ferguson bu çocuklar gibisini bir daha bulamayacak sanırım.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Bursaspor: 0-2 :Fenerbahçe(Fenerbahçe Reaksiyon Gösterdi)


        Hafta içi kaybedilen maçtan sonra soyunma odasında oyuncuların biraraya gelerek kötü oyunları hakkında konuşmalarını olumlu bir işaret olarak gördüğümü söylemiştim.Bu maçta da geçen maç sonundaki bu biraraya gelişin olumlu bir reaksiyon göstermelerinde çok etkili olduğunu gördük.

      Maça klasik şablonuyla başladı Fenerbahçe.Hep söylediğimiz gibi şuanda takımdaki tek gerçek forvet oyuncusu olan Semih en uçta başladı.Ve top alış verişlerindeki başarısıyla indirdiği toplarla,başarılı duvar oluşlarıyla Fenerbahçe'nin oyunu ileride tutabilmesinde büyük payı vardı.Aklın yolu bir..Stoperde de Serdar Kesimal ilk kez ligde Fenerbahçe forması giydi.Bilica'dan çok daha iyi bir oyuncu olduğu açıkça görüldü.Zaman zaman orta sahaya yaklaşarak pas alış verişine de katkıda bulundu

     Stoch solda Özer sağda başladı.Semih'in doğru pozisyon alışlarıyla Fenerbahçe'nin öndeki beşlisiyle saysız pozisyon buluşuyla özetlenebilirdi ilk yarı.Bursaspor ilk yarıda tek ciddi pozisyona girdi.Bu pozisyonda kaleye yuvarladıkları topu Gökhan çizgiden çıkardı.Gökhan'ın da bu kaleciyi geçen toplarda sık sık kalenin içinde doğru yer tutarak toplar çıkardığını hatırlıyorum.Gökhan biraz kendini toparlamış temposunda gözle görülür ilerleme vardı.

     İlk yarı Selçuk Fenerbahçe baskısından seken topları toplamakta başarılıydı.Emre daha fazla oyuna girdi etkili paslar da attı.Ve bunların birinde defansın arkasına attığı pasta,kısa bir koşuyla Semih topu çok klas bir vuruşla ağlara yolladı.Dakika 39'u gösteriyordu.Bu gol Semih'in moralini oldukça yükseltecek çünkü haftalardır gol atamamasının da sahadaki kötü görüntüsünde etkisi olduğunu düşünüyordum.(1-0)




Fenerbahçe golden sonra da Alex'le,Stochla'Özerle pozisyonlar bulmaya devam etti.Yine Emre'nin bir pasında sağ çaprazda topla buluşan Özer defansı harika ekarte edip sol ayağıyla güzel bir vuruş yaptı.Fakat top direkten döndü.Özer son haftalardaki oyunlarından çok daha iyiydi.Deplasmanda daha rahat oluyor sanırım.Saraçoğlu'nda son dönemde taraftarın da tepkisiyle  oynamak onun için zor oluyordu.Fenerbahçe taraftarının ondan beklentisi büyüktü ve bunu karşılayamadığı için büyük hayalkırıklığı yaşadıkları için onları anlıyorum.Gerçekten uzun zamandır hepimiz ne zaman iyi oynayacağını sabırla ve merakla bekledik.Artık formanın hakkını vermeli kesinlikle doğru.Fakat tepki vererek daha iyi oynamasını sağlamak mümkün değil bu açıkça görülüyor.Ve o asla vurdumduymaz biri olmadı mücadele ediyor,biraz daha destek olunmalı.Sonuçta Fenerbahçe'de Özer'in alternatifi Mesut Özil değil..İlk yarı Fenerbahçe'nin etkili oyunuyla bu şekilde sona erdi.


2. yarı Fenerbahçe yine oyunu yavaşlattı.Bursaspor'un bir 20 -25 dakika baskılı ama üretkenlikten uzak oyunu vardı.Fakat bu takım sadece Ozan İpek'in ayağına bakan bir takım hüviyetine girmiş.Ozan iyi oyuncu ama bu takımı tep başına taşıyamaz.Sestak'ın da inatla kanatta oynatılıyor olmasını hatalı buluyorum.Fenerbahçe zaman zaman kontra pozisyonlar buldu.Özellikle Gökhan'ın etkili kanat bindirmeleri vardı.

Aykut Hoca,Daha sonra önce Özer'le Selçuk'u çıkartarak Bienvenu ve Cristian'ı oyuna aldı.Böylece takım geçen haftaki şablonuna döndü.Bu ''Hata yapan ben değildim'' gösterme çabası gibi görünen değişiklikler takımın aynen geçen haftaki gibi geriye yaslanmasına neden oldu.55. dakikada Bursaspor'un ciddi bir atağında Ömer'in  uçarak yaptığı kafa vuruşunu Volkan önledi.Yine de bir ani atakta sağdan bindiren Gökhan Gönül,güzel bir koşu yapan Stoch'a harika bir pas attı.Stoch da 67.dakikadaki bu pasa ,en az pas kadar güzel vurarak topu ağlara yolladı.(2-0)Maçın son bölümünde Fenerbahçe Alexle pozisyonlar bulsa da bunlardan yararlanamadı.Maç bu şekilde sona erdi.

Maçın Adamı:Gökhan Gönül



Galatasaray yine Kazandı ..


Galatasaray Fenerbahçe'yi domine ederek deviren ilk onbirini bozmadan başladı. Ve yine üstün bir oyunla kazanmayı bildi. 3-0

Maçın henüz 5. dakikasında Galatasaray, Trabzonspor karşısında 1-0 öne geçti. Sağ kanatta Cech'in topunu kapan Kazım, ceza sahasındaki Elmander'e pası verdi. Elmander topu kontrol ederek döner dönmez vurdu ve  kalecinin sağından topu ağlara gönderdi.(1-0)

Trabzon özellikle orta sahada Galatasaray'la baş edemedi.Bunda hafta içi oynadıkları zorlu Lille maçının da etkisi olduğunu düşünüyorum.Burak yine etkili olamadı.Hafta içinde yaptığı ben Trabzonsporlu Burak'ım,gidersem para kazandırırım vb açıklamalarından sözleşmesindeki 5 milyon Euroluk serbest kalma maddesinden faydalanarak Avrupaya transfer olacağını anladım.Performans kaybında da bunun payı olduğu düşüncesindeyim.

Trabzonspor 8. dakikada Halil'le ciddi bir poziyon yakaladı.Kafa vuruşu defanstan döndü sonra maçta tempo düştü.Korner kullanmaya giden Selçuk yabancı madde yağmuruna tutuldu.Bir sonraki kornerde yine aynısı olunca korneri atmaktan vazgeçmesi Fatih Terim'in Selçuk'a tepki göstermesine yol açtı. 44. dakikada frikik kazanılıp Selçuk topun başına geçtiğinde arkadaşlarıma bu adam iyi vuruyor gol olabilir dedim.Selçuk frikikten harika vurdu.Gol oldu! (2-0) İlk yarı bu şekilde sona erdi.

55. dakikasında bir hava topunda Felipe Melo'yla girdiği pozisyon sonrasında Didier Zokora'ya hakem Kuddusi Müftüoğlu kırmızı kart gösterdi. Bence kırmızı kart fazla ağırdı. Bu pozisyon sonrasında hakeme itiraz eden Burak Yılmaz da sarı kart görerek bir sonraki maçta cezalı duruma düştü.Elmander'in cezasını neden olduğu anlaşılmaz bir şekilde indiren Tahkim Kurulu bu ağır kırmızı kartın cezasını da tek maça indirir diye düşünüyorum.

On kişi kaldıktan sonra Trabzonspor oyundan iyice düştü.Son dakikalarda Fatih Terim oyuna Ceyhun Gülselam'ı da aldı.90+2 de Selçuk'un pasında soldan içeriye çıkardığı top Tolga'ya çarparak gol oldu.O da Selçuk'tan sonra bir gol bularak ,Trabzonspor'u yıkan bir diğer eski Trabzonspor'lu oldu.(3-0)Ve Engin,Selçuk,Ceyhun üçlüsü tribünlerin maç boyu ve sonrasında büyük tepkilerine maruz kaldılar .


Kafası rahat Galatasaray her maç üzerine koyuyor.Özellikle de Fatih Terim'in rölanti oynamaktan vazgeçip oyunu önde oynamaya karar vermesi bu takımı oldukça değiştirdi.2 haftadır oynadıkları oyunun ilerlemesi dışında Fenerbahçe'yi de Trabzonspor'u da düşüşte yakalamaları şanslarıydı.Trabzonspor'da Şenol Güneş Henrique ve Halil Altıntop'u artık kanatlarda oynatmaktan vazgeçmeli.


Maçın golleri

Beşiktaş:1-1 İBB

Mustafa yine attı golünü.Güvenmeye devam edilirse ne Beşiktaş ne de milli takım uzun yıllar forvet sıkıntısı çekmeyecek .Daha önce de söylediğim gibi beni yanıltmadığın için teşekkürler..Yine doğru zamanda doğru yerdeydi.
bkz. http://oguzarapasiatkinson.blogspot.com/2011/12/uefada-haftann-golu-ricardo-quresma.html
Beşiktaşta Almeida kaçırmaya devam etti.İBB'de geçen hafta haksızca oynamasına engel olunan Can Arat ve bu senenin en iyi transferlerinden olan Doka başarılı oyunlarıyla dikkat çekti .Maç Mustafa Pektemek ve Tevfik Köse'nin ikinci yarı attıkları karşılıklı golleriyle 1-1 sona erdi
Beşiktaş kulübü stadı yıkıp yeniden yapmak konusunda başbakandan destek almakta kararlı olsa gerek sahaya çıkarken açtıkları pankart dikkat çekti.


Maçın kısa bir özeti

10 Aralık 2011 Cumartesi

El Classico


Real Madrid ligde son olarak 7 Mayıs 2008'de devirebildiği Barcelona ile Barnebeu'da oynayacak bu gece.Maç 23.00 te ve bu kez rüzgar Real'den yana esmekte.Real son oynadığı 15(10 lig+5 şampiyonlar ligi) maçını rahatlıkla kazandı ve bu 15 maçta tam 57 gol attı.Müthiş bir pres yapıyorlar bu yıl ve kimse onlardan geçen yıl Pepe'nin orta sahada oynadığı ve oyunu tamamen Barcelona'nın istediği gibi oynamasına izin veren takım gibi oynamasını beklemesin.Defansını daha fazla öne çıkararak oynayacak Mourinho.Müthiş presle kaptıkları topları en kısa yoldan rakip kaleye götürmeye çalışacaklar.Ve bu sene bunu hep mükemmel yaptılar.Barcelona ise her zamanki pastan adamı bayıltan,sürekli ayağında top tutan oyununu oynamaya çalışacak.Hafta içi yapılan basın toplantısında Guardiola açık açık korktuğunu belli etti.Açıklamasında ''Real'i yenmek için mükemmel oynamalıyız'' diyen Guardiola elbette ki geçen hafta denediği 3 lü savunmayı düşünmeyecek.Yine de Barcelona'nın kaptırdığı topları 10 sn içerisinde geri kazanmak için hemen topun olduğu yerde çok adamla basma düşüncesi geride boşluklar yaratabiliyor.Real madrid 3.bölgede uygulayacağı şok preslerle golü bulmayı deneyecek..Bu durumlarda kapılamayan toplar sonrasında alan savunmasında rakibi bekleyecekler.Ve oynarsa Higuain bu tip durumlarda defansın arkasına atılan pozisyonlarda,geniş alanda birebirde durdurulamaz bir oyuncu.Ronaldo ve Di Maria da keza.Barcelona'nın pas trafiğinin de son maçlarda eskiye nazaran sekteye uğradığını fark ettim.Toplantıya Mourinho'nun yerine katılan asistanı Aitor Karanka 4-3-3 oynayacağız dedi.Eğer artık alışılagelmiş hakem kararlarıyla desteklenmezse Barcelona,Real Madrid bu kez kazanır.Mourinho da Real Madrid de bunu özellikle de bu yıl fazlasıyla hakediyor.Messi de bu gece Real Madrid'e en çok gol atan Barcelona oyuncusu olmak için en az bir gol atmak isteyecek.Bugüne kadar Real'e 13 golü bulunan Messi 1 gol daha atarsa ,Cesar Rodriguez'i yakalayacak.Derbilerde en çok golü atmış oyuncu ise Real Madrid efsanesi 18 gol ile Alfredo Di Stefano



Ganso

Hastasıyım..
12.10.1989 doğumlu,sol açık,sağ açık,ofansif orta saha bölgelerinde oynayabiliyor.Sol ayağı harika,oyun zekası müthiş.Santos'un Neymar'la birlikte en önemli oyuncusu durumunda.Yakında önünü alamayız :)
Transfermarkt sitesine göre piyasa değeri şimdiden 18.000.000 Euro olmuş.Haliyle bu fiyatıyla bizim takımlarımıza öneremiyorum

8 Aralık 2011 Perşembe

Galatasaray 3-1 Fenerbahçe


Öncelikle Galatasaray'a tebrikler! Bu kez Fenerbahce'den daha fazla hak ettiler bu kesin.Aykut Kocaman 3 defansif orta saha oyuncusuyla başlayıp beraberliği kurtarayım,2. yarı duruma göre hamle yaparım diye düşünmüş.Fakat çıkardığı onbir,oyun mantalitesi tamamen hatalıydı.İlk onbiri görür görmez iki elimin arasına alarak maçı izlemeye başlamış olmam,kaybedeceğimizi hissettiğimin vücut dilimdeki yansımasıydı.En önde Tek Santrafor Alex ,sağ açıkta şaşırtıcı bir şekilde Henri Bienvenu,sol açıkta son maçın yıldızı Stoch yerine Caner Erkin ,defansın ortasında sakatlanan Bekir'in yerine Bilica,Alex'in yerinde Emre,orta sahada Cristian ve Selçuk vardı.Savunmada 4-5-1 hücumda ise 4-2-1-3 oynayacaktı hesapta .. Ama ne Bienvenu'den Topuz olamayacağını,ne Alex'ten Niang,ne de Emre'den Alex olamayacağını ilginç bir şekilde hesap edememişti.Oyunu bu kadar geride oynamaya mahkum kalacağı belli olan bir onbirin ise bırakın derbi kazanmayı;Mersin,Ordu vb dişlice takımlara bile direnemeyeceğinden eminim ben.Çünkü bu ortada oynattığı 3 lüden hiçbiri dripling özelliğine ve topu dikine paslama yetisine sahip değil.Biraz Emre belki ama o da sakatlıktan sonra eski formunu bulamadı ve hiçbir zaman Alex gibi duruma göre forveti ikileyen ceza sahasına sızıp gol kovalayacak sezgilere sahip olmadı.Sağ taraftaki Bienvenu Fenerbahçe'nin futbolcusu olmadığını bir kere daha gösterdi.Asıl mevkisi olan forvette bile top tutamayan bir oyuncu olan Bienvenu'den ne Gökhan'ın kulvarını kapatmakta ne de yine ayağında top tutup takımın hücumda çoğalmasını sağlamakta güvenemezdik.E bu koşullarda Alex de iki stoperin arasında tost olacaktı.Öyle de oldu..Hayır madem sağ tarafta yabancı oynatacaksın ve savunması kuvvetli olmayan bir yabancı oyuncu seçeceksin, hiç olmazsa mevkisi sağ açık olan ve kağnı kadar ağır olan,pozisyonunu sık sık kaybetmesiyle tanınan Hakan Balta'nın arkasına rahatlıkla sarkabilecek olan Dia'yı koy oraya.Solda Caner olması anlaşılabilir,hem kontenjan açısından hem de ilk yarı baskılı başlayacak olan Galatasaray yorulduğunda Stoch hamlesi yapabilme şansı kazanma açısından..Caner de bu sezon çok iyi maçlar çıkarmıştı.Ve kulvarını Stoch'tan çok daha iyi kapatıyordu normalde,hücum yönünden de oldukça etkiliydi.


Galatasaray maça sağda ve solda 2 ofansif açıkla 4-4-2 dizilişiyle başladı.Ve Elmander başta olmak üzere sağda Kazım göbekte Melo solda Emre Çolak yoğun presle başladılar.Ve oldukça sert başladılar.Fenerbahçe'de kanatlardaki Caner ve Bienvenu başta olmak üzere bu sertliğe sertlikle karşılık veremediler.Bu da Galatasaray'ın beklerinin bile hücuma çıkmasına yol açtı.Emre de güçsüz göründü.Elmander önderliğinde yaptıkları boğucu hücum pres ;berbat bir gün geçirmekte olan Bilica'nın inanılmaz pas ve poziyon hataları yapmasına neden oldu.Hata yaptıkça bozuldu,bozuldukça hata yaptı.Kazım fizik olarak diri göründü.Elmander zaten bu ülkedeki en iyi defansif stoper.Oynadığı her maçta rakip defansı öylesine yıpratıyor ki rakip defanslar darmadağın oluyor.Ama genelde Fatih Terim onu yanlız oynatmayı tercih ettiğinden ve Galatasaray orta sahasının sürekli yan top yapıyor olmasından dolayı şimdiye kadar verebileceğinin yarısını bile veremedi.Taa ki derbiye kadar.Derbide Baros'u yanına koymuştu.Ve topu ileriye doğru oynayamayan Fenerbahçe'nin de yardımıyla yan pas yapmaları gerekmeden rahatlıkla rakibin üzerine gidebildiler.  Bu şekilde kaptıkları toplarla ilk 20 dakikada sayısız pozisyon buldular.Volkan bu poziyonlarda başarılıydı.Volkan'la birlikte Yobo direnenlerden biriydi,Caner bişiler yapmaya çalıştı ama aldığı toplarda hem sertlikten hem de paslaşabilecek kimse bulamamaktan dolayı giderek oyundan düştü.Golün geleceği bu kadar açıkken bir müdahale bekledim,gelmedi.Nitekim Caner'in kaptırdığı bir topun devamında,hücuma çıkan GS sağ beki Eboue'nin ceza sahası içinde vurduğu top Volkan'ın altından ağlara gitti.(1-0) Birkaç dakika sonra Bilica'nın Elmander'e kaptırdığı top,sol çaprazdan yaptığı vuruşuyla Fenerbahçe kalesinde gol oldu.(2-0)Bu golde Volkan'ın da hatası vardı fakat 20 dakikada bu kadar poziyon yiyen bir kalecinin başının dönmesini anlayışla karşılıyorum.

Golden sonra baskı da Bilica'nın şaşkın oyunu da devam etti.Fenerbahçe'nin ileriye doğru oynamayı denediği her top da duvara çarpmış gibi geri döndü.İlk yarı bu skorla bitti.5-0 da bitebilirdi.Fenerbahçe ilk yarı Muslera'yı tek bir kez bile rahatsız etmedi.


İkinci yarı öncesi Aykut Kocaman'ın dizilişi normale çevirip,Bienvenu,Bilica ve ön liberolardan birini çıkartmasını ,Semih,Serdar ve Stoch'u sokmasını bekliyordum.Özellikle ilk 20 dakikada yaptığı presle Galatasaray'ın aynı tempoyu sürdürme ihtimali yoktu.Bilica değişikliği dışında diğer iki değişikliği yaparak başladı Aykut Kocaman ikinci yarıya.Ve değişiklikler kendini hemen gösterdi ve oyun dengeli bir hal aldı.Bienvenu'nun yerine sağ tarafa geçen Caner'in ters ayakla şutlar atabileceğini düşündüm.Nitekim Caner yaptığı bir driplingde ceza sahası içerisinde düşürüldü.Ama Fırat Aydınus ilginç bir şekilde penaltıyı çalmak yerine Caner'e sarı kart verdi.Yine 56. dakikada Stoch'un şutu direkten döndü.Bu iki pozisyondan biri gol olsa ,koskoca bir ilk yarıda bu kadar mahkum oynamış Fenerbahçe'nin maçı çevirmesi işten bile değildi.Ama olmadı.66.dakikada kullanılan kornerde Melo'ya çarpan top ağlara gitti.(3-0)Top da iyi oynayanın yanındaydı işte.90da sağdan gelen ortada Alex ağları buldu.(3-1)Maç bu şekilde sona erdi.Sonuçta Galatasaray oyunuyla hak etti kazandı.Umarım Aykut Kocaman bir an önce bu formsuzluğundan sıyrılır.Fenerbahçe için bu yenilgi defoların ortaya çıkması arasından ilerleyen günlerde faydalı bile olabilir.Bilica ve Bienvenu'nun Fenerbahçe onbirinde yerleri olmadığı açıkça görüldü.Devre arası transferine kadar alınabilecek en yüksek puan alınıp,takıma takviye yapılmalı.

Not:Baros'un yine ceza sahasında bir poziyonda kendini atması gözlerden kaçmadı. Galatasaray seyircisi takımını müthiş bir şekilde destekledi.Son yıllarda ilk kez sahaya şişe yağdırmadıkları bir maç izledim.Demek ki kazanmaları gerekiyormuş.Galatasaray'a yenilmeyi unuttuğumu fark ettim dün gece.Sırf bu ruh halim bile onları biraz olsun anlamamı sağladı.Yine de bir özür borçlu oldukları Volkan Demirel'e maç öncesinde ısınırken koro halinde küfretmeleri,maç sonunda Fenerbahçe Kümeye diye bağırmalarını yakışıksız buldum.Tekrar rakip olarak Galatasaray'ı görmek gerçekten güzel..

Maçın Adamı:Johan Elmander