UA-36062800-1

4 Kasım 2012 Pazar

Altın Değerinde Üç Puan


     Fenerbahçe için maçın önemi büyüktü. Takımda başta Meireles olmak üzere Yobo, Egemen,Mehmet Topuz gibi eksikler göze çarparken, kulüpte estirilmeye çalışan kaos havası, son haftalarda takımın iyi oynamıyor olması ve süregelen deplasman fobisi düşündürüyordu.



          Geçen hafta amatör oyuncular gibi oynayan Bekir-Serdar Kesimal tandemi de keza.. Mehmet Topal'ın Mascherano gibi stoperde denenebileceğini düşünüyorum,kesicilik ve fizik var, topla da haşır neşir. Savunmadan çıkarken yaşanan top kayıplarını minimize edebilir bu belki de..
        
        Geçen haftaki onbirden Caner ve Krasic yerine, sakatlığında düzelme olan Mehmet Topal ve Stoch'u koyan Aykut Hoca, Stoch'u kazanmaya çalışmaktan hala vazgeçmemiş ki bence devre arası kesinlikle satılmalı, hele hele de konuşulan miktarları öneren kulüpler varsa cidden..
       
        Ben bir de Mehmet Topal'ı tam iyileşmeden oynatmak yerine, geçen hafta haksız yere eleştirilen Salih ,Selçuk'un önünde oynar diye düşünüyordum, ama hoca üzerindeki baskıdan olduğundan olsa gerek, Topal'ı tercih etti. Cris-Selçuk-Topal'dan oluşan orta saha Cristian'ın istekli olduğu maçlar(bir elin parmağını geçmez) dışında, üretkenlik sıkıntısı hep çekmiştir, yine endişe uyandırıyordu. Kuyt ve Stoch da oyunu kenarlara açmayan, içeri doğru giyen oyunculardı ve bu da hücumda tıkanmaya hazırlanmamız gerektiği anlamına geliyordu.
   
        Tempolu başlayan maçta kazandığı serbest vuruşta, ofsayttaki Çağdaş'ın vuruşuyla yediği golle Fenerbahçe geriye düştü. Golde Serdar ve Bekir'in izlemeleri şaşırtıcıydı. Serdar'a sakatlık çok şey kaybettirmiş, kendini toplaması için daha fazla oynaması gerekecek. Boş günlerde A2'de de oynasın diyeceğim, ama bizde bu uygulama yok, bunu sadece kadroda düşünülmeyen oyuncular olduğunda uyguluyoruz ülkemizde!

       Yediği golden sonra daha istekli görünen Fenerbahçe de tıpkı Akhisar gibi golünü duran toptan kaydetti. Cristian'ın soldan ortaladığı serbest vuruşta, arka direkte kafayı vuran Kuyt, Fenerbahçe'yi 25. dakikada beraberliğe taşıdı.

       Kuyt'ın golünden 4 dakika sonra, yine Kuyt'ın kafayla indirdiği topu ceza alanına koşu yapan Selçuk tamamladı. Bu gol kenar adamlarının ceza alanına girmeyi unuttuğu, Alex rolündeki Cristian'ın da bunu yapmadığı yerde, Sow'u ceza alanında yalnız bırakmayanın günah keçisi Selçuk olması bakımından daha da manidardı. 
     
     


         İkinci golü de bulduktan sonra Fenerbahçe savunmaya çekildi. Kontratakla üçü bulma düşüncesinde oynayan takım bunu yapamayınca devre (1-2) Fenerbahçe üstünlüğüyle tamamlandı.
       
       



        İkinci yarıda da rakibine pozisyon veren, yine kendine kapanan tutuk bir Fenerbahçe vardı sahada. Bu tertiple, takımda isteksiz oyuncu fazlalığıyla da tam da beklediğim gibi aslında..

        Cris ve Stoch yine yokları oynuyor,takım kenarlardan hücum edemiyor, ön bölgede Sow yine yalnızları oynuyor. Sonrasında Caner ve uzun zaman sonra kısa sürelerle de olsa, forma şansı bulmaya başlayan Sezer giriyor, bu da takıma olumlu yansıyor. Sezer topla oldukça iyi, fizik durumu güçlendikçe daha da iyi olacak. Meireles-Topal ikilisinin önünde oynamaya da en uygun olan oyuncu o bence..

     

    
      Son bölümde rakibe tehlikeli bir pozisyon vermedi ve (1-2) kazandı Fenerbahçe.. Geçen hafta Kadıköy'deki 47 maçlık yenilmezlik serisi sona ermişti, deplasmanda kazanılamıyordu, bu moral açısından çok değerli bir üç puan oldu. Perşembe günü Limassol maçında Kadıköy'de skor erken bulunmazsa, önce homurdanmaya sonra da protesto etmeye niyetli taraftarlar da var. Aykut Hoca'ya Fenerbahçe'ye bol şans diliyorum şimdiden..

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder